Cuma günü başlayan, ancak nevi ölü doğan Cenevre müzakereleri Riyad'daki muhalif grupların katılmaya karar vermesi ile hareketlendi. Cumartesi akşamı muhalefet adına Başkan Riyad Hicab ve 3 temsilcinin Cenevre'ye ulaşması ile en azından müzakere niteliği kazanmaya başlayan süreçte neler olacak? Bu toplantı akan kanı, dünyaya yayılan göçmenlerin sorunlarını, Ortadoğu'da tamamen yerinden oynayan dengeleri, gittikçe yükselen mezhepler arası tansiyonu çözebilecek mi?
Öncelikle temel bazı gelişmeleri hatırlatmakta fayda var: Esasen Türkiye ve Suudi Arabistan'ın desteklediği muhalefet BM ve ABD'den aldığı somut sözler üzerine katılma kararı verdi. Peki, neydi bu somut sözler? Şunu biliyoruz ki muhalifler Suriye'nin 18 noktasında devam eden kuşatmanın kaldırılması ve sivillere insani yardım ulaştırılması şartlarını ileri sürmüşlerdi. Demek ki bu şartlar kabul mü edildi? Henüz bu sorunun yanıtını bilmiyoruz zira Riyad Hicab bu konuda herhangi bir yorum yapmadı. Öte yandan rejim adına görüşmelere katılan Suriye'nin BM Daimi Temsilcisi Büyükelçi Beşar el-Caferi görüşmelere başlamak için herhangi bir önkoşulu kabul etmeyeceklerini ancak insani durumla ilgili talepleri değerlendireceklerini söyledi. PYD ise davet edilmediği kesinleştiği için Cenevre'den ayrıldı. Bu durumda kesin bir çözüm çıkması çok küçük bir olasılık olsa da Cenevre'de ilerleme sağlanması için olumlu şartlar sağlanmış görünüyor. Rejim orada, muhalefet müzakerelere başlanması için bir takım şartlarda ısrar etse de Cenevre'ye ulaştı, PYD krizi aşıldı ve mekik diplomasisi için her şey hazırlandı.
BM Özel Temsilcisi Staffan de Mistura muhalifleri temsil eden Suriye Ulusal Konseyi'ne bağlı Müzakere Yüksek Komitesi (HNC) heyeti ile bir görüşme de yaptı. Bu görüşmeler devam edecek, nitekim pazartesi akşamüzeri yeniden HNC ile ondan önce ise rejimle bir araya gelecek Mistura. Görüşmeler ayrı salonlarda yapılıyor. Mekik diplomasisi yürütülüyor.
Ancak görüşmelerin yanı sıra tarafların birbirini suçlamaları da hız kesmeden devam ediyor. Rejim heyetinin Cenevre'deki başkanı ve Suriye'nin BM Daimi Temsilcisi Beşar el Caferi muhalefetin ciddi olmadığını söyleyerek 'teröristlerle masaya oturmayacağız' diyor, hangi grupların terörist hangilerinin muhalif olduğunun belirlenememesini Suudi Arabistan ve Ürdün'ün suçu olarak görüyor. Cenevre'ye gelen muhalif heyet ise ablukanın kalkması ve bombardımanın son bulmasını istiyor. Heyetin sözcüsü Salim Muslet ilk temasların ardından 'yapıcı yaklaşmaya çalışıyoruz ancak unutulmaması gereken bir geçek var o da Suriye'de diktatörlüğün olduğu' dedi.
Her an muhalifler Cenevre'den dönebilir. Rejim ise ısrarla muhalefeti suçlamaya devam ediyor. Öte yandan DAEŞ'in tam da Cenevre görüşmeleri sırasında Şam'da büyük bir saldırı gerçekleştirmesinin rejimin işine yaradığı açık. Farklı salonlar da olsa aynı çatı altında buluşmak olumlu görünse de Cenevre görüşmelerinden umutlanmak için pek bir sebep görünmüyor…