Şuana kadar 3 bini aşkın insan öldürülmüş durumda. Sizler bu yazıyı okurken muhtemelen birkaç kişi daha ölüyor olacak!
Evet, Myanmar'dan ya da bilinen adıyla Burma'daki zavallı Arakanlılardan bahsediyorum.
Ortada bir savaş falan yok.
Ülkenin kuzey batısındaki 'Rakin' olarak tanınan Arakan Eyaleti'nde yaşayan 1 milyondan fazla insan bizzat devletleri tarafından katliam tehdidiyle yaşıyorlar.
Tek gerekçe Müslüman olmaları.
Sivil katliamlara dair ajanslara yansıyan kareler korkunç!
Çoğunluğu Budist olan ülkede Müslümanlar azınlıkta ve Myanmar yönetimi darbeci radikal Budistlerin elinde.
Yönetim, 1982 yılında çıkardığı bir vatandaşlık kanunuyla ülkede yaşayan bazı insanları vatandaş olarak kabul etmiyor. Hükümet, Arakanlı Müslümanların da 1800'deki İngiliz sömürgesi döneminde bu bölgeye yerleştirilen Bangledeşliler olduğunu iddia ediyor. Bu yüzden da Arakanlı Müslümanları vatandaş olarak kabul etmiyor. Onlara kimlik alma ve mülkiyet edinme hakkı vermiyor.
Ülkenin kuruluşundan beri baskılardan, haksızlıklardan ve sürgün politikalarından bıkıp kaçan binlerce Arakanlı çevre ülkelere göç etmiş durumda. Bangladeş'te 500 bin, Pakistan'da 350 bin, Malezya'da 150 bin Arakanlı mültecinin zor koşullarda yaşadığı biliniyor.
Mynmar hükümetinin sadece son üç yılda çevre ülkelere zorla göç ettirdiği Arakanlı sayısının 140 bin civarında olduğu belirtiliyor.
Evet, tüm yaşananlar Birleşmiş Milletler'in (BM) soykırım tanımın tam karşılığı.
Ancak yıllar önce yaşanan soykırımları uluslararası siyasetin ana gündemi olarak tartışanlar sessiz.
BM, AB, ve son olarak "Arakan'a gözümüz kapalı değil" diyen ABD, taraflara "itidal" çağrısı yapmakla yetindiler.
İtidal!
Şaka gibi…
İşkencelere tabi tutulan, tecavüz edilen, düzenli ordu birliklerince bataklıklara sürülen sivil Arakan'lar lütfen ölürken biraz dikkatli davranın.
BM'nin, AB'nin, ABD'nin ve üç maymunu oynayan bölge ülkelerinin söylediği gibi itidali elden bırakmayın.
Kim bilir, belki soykırımcı Myanmar yönetimi o zaman biraz insafa gelir!
İnsanlık adına utanıyorum.