Yüzlerce yıllık köklü bir medeniyetin devamı.
150 yıllık parlamenter sistem deneyimi var.
1923'ten beri Cumhuriyet'le yönetiliyor.
60 yıldır çok partili sistemde.
NATO üyesi bir ülke…
Avrupa Birliği adayı…
Birleşmiş Milletlerden tutun da tüm uluslararası sözleşmelerde imzası olan, çağdaş dünyanın en önemli bileşenlerinden.
G-20 üyesi…
Bu ülke, 15 Temmuz'da Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) içinde örgütlenmiş bir cunta kalkışmasına sahne oldu. 90'lı yılların sonunda ABD'ye kaçan eski İmam Fethullah Gülen'in 30 yıldır devlet içinde örgütlenen militan askerleri sokağa çıktılar. Ülkenin bazı köprülerini girişini taklarla kapattılar. Parlamento binasını uçaklarla bombaladılar. Ülkenin seçilmiş Cumhurbaşkanı'nı öldürmek için evine sat komandolarını yolladılar. Polis merkezlerine helikopterlerle saldırılar düzenlediler. 200'den fazla silahsız sivili sokak ortasında katlettiler.
Tüm bunlara hep birlikte şahit olduk. Darbeye direnen milyonlar sokakta, pek çok kişi de ekranları başında yaşanan darbe girişimin tüm ayrıntılarını canlı canlı izledi.
Çok şükür daha önce 4 darbe yaşayan, henüz 9 yıl önce de seçtiği hükümetleri muhtıra yiyen Türk halkı canı pahasına darbecileri geldikleri yere postaladı. Bu demokratik şerefini dünya üzerinde çok az halk hak etmiştir.
Darbeciler teslim oldu, kaçanlar da yakalanıyor. Cuntacıların Fethullah Gülen örgütüyle bağları ortada. Güçlü deliler var. İtirafların ardı arkası kesilmiyor. Ülkede sağ ya da sol görüşlü tüm vatandaşların kanısı bu yönde.
Buna karşın Avrupa Birliği (AB) ülkeleri ve ABD gibi dünyaya demokrasi dersi verenler suskun. Charlie Hebdo saldırısında öldürülen karikatüristler için Paris'te yan yana gelen o "duyarlı liderlerden" bir teki bile 237 vatandaşını kaybetmiş Türkiye'yi ziyaret etmedi.
Daha da fenası her gün bir Avrupalı ya da ABD'li siyasiden, gazeteciden yaşananların "tiyatro olduğuna" dair imalar işitiyoruz. Darbeye kalkışanların açık açık ne için yaptıklarını anlattıkları darbeyi, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın oyunu arttırmak için yaptığını iddia ediyorlar. Bahsettikleri görev süresi 2019'a dolacak, eski partisi henüz bir yıl önce seçimi kazanmış, ülkenin hâlihazırdaki en meşru siyasi aktörü. Böyle bir komploya niçin ihtiyaç duyulabileceğine dair mantıklı tek bir teori bile yok.
Batının bu absürt tutumunun nedenine dair insanın aklına Gülen çetesinin Avrupa ve ABD'deki yaygın lobi ağından başka bir şey gelmiyor.
Ama yeterli değil. Zira insanın gözüyle gördüğünü anlamak için birinin ona ne gördüğünü söylemesine gerek yok ya.
Yıllardır gazetecilik yapan, uluslararası toplumun işlevini ve AB gibi sivil toplum projelerini savunan bir enternasyonalist olarak yavaş yavaş, milliyetçilerin söylediği o basit moral teorilerin gerçek olduğunu düşünmeye başlıyorum.
"ABD, Avrupa, batı, bize doğuya düşman! Resmen bizimle görüşüyor ama hep düşmanlarımızı destekliyor."
Evet, yıllardır ülkemizde çıkartılan yangınlarda "tiyatro bu, siz de rol icabı öldünüz" diye attığınız tiratlarla, üç kuruşluk operalarınızla bizi bu hal getirdiniz.