"Onları ikna edemiyorsan, kafalarını karıştır."
ABD'nin 33. Başkanı Harry Truman
Berlin Duvarı yıkılmış, 'Soğuk Savaş' bitmeye yüz tutmuş, Sovyetler Birliği'nin 'ölüm saati'nin ilanı kalmıştı. Komünizmle mücadele yılları boyunca, ABD'nin askerî hareketliliği ve istihbarî operasyonları büyük çoğunlukla Güney Amerika ve Doğu Pasifik'e yoğunlaşmıştı. Sovyet tehdidi berataraf edildikten sonra, istikametin dünya petrol rezervlerinin yarısını içeren Ortadoğu olduğu, I. Körfez Savaşı ile birlikte netleşti.
Sekiz yıl süren İran savaşından sonra Saddam, 1961'de Irak'tan ayrılarak bağımsızlığını ilan eden komşusu Kuveyt'in petrol yataklarına göz dikmişti.
Kuveyt işgali öncesinde, Saddam'ın önemli bir misafiri vardı. Dönemin ABD Büyükelçisi April Glaspie ziyaretinde, ABD'nin kendisiyle dostane ilişkiler kurmak istediğini ve Kuveyt ile aralarındaki sınır anlaşmazlığında ABD'nin taraf tutmayacağının, nötr kalacağının güvencesini verdi. Ve Saddam, bir hafta sonra Kuveyt'i işgal etti.
Bu arada Baba Bush'un Savunma Bakanı Dick Cheney ile Genelkurmay Başkanı Colin Powell da vakit kaybetmeden Suudi Arabistan'ı ziyaret etmiş ve Kral Fahd'a, Saddam'ın Suud sınırına tank ve asker yığınağı yaptığını kanıtladığını söyledikleri fotoğraflar göstermişti. Paniğe kapılan Kral Fahd da ABD askerine, "Buyrun" dedi. Oysa Saddam'ın Suud sınırında tek tankı bile yoktu. Hatta sonradan Newsweek'te, bu meseleye dair, "Askerî birlikler nerede?" başlıklı bir haber bile yayınlandı ama "Operasyon: Çöl Fırtınası" çoktan başlamıştı bile. Yarım milyonun üzerinde ABD askeri ile Kuveyt 100 saat içinde 'özgürleştirilmişti'.
O güne dek Kuveyt'te hiç üssü olmayan Amerika'nın bugün Kuveyt'te tam sekiz üssü ve 20.000'e yakın askeri bulunuyor. Suudi Arabistan'da 'kutsal topraklara gayri müslim askerlerin yerleştirilmesi' meselesi kısık sesle tartışılsa da Kuveyt'in 'kurtulması' sırasında hem üs hem de askerî güç açısından yerleştikleri herkesin malumu. Suud güvenlik güçleri ve askerini eğitmek için ABD ile yapılan anlaşmalar da biliniyor. Umman'ın üç üssü ABD kullanımına açıkken, Bahreyn'de ise çoğu denizci olmak üzere 7.000 ABD askeri var. Yine son dönemde çok tartışılan Katar'da ise öncü CENTCOM üssü olarak bilinen Birleşik Operasyonlar Merkezi ve binlerce ABD askeri bulunuyor.
Birleşik Krallık/ İngiltere, 1971 yılında, Süez'in doğusundaki tüm üslerinden çekilmişti. "Batı", I. Körfez Savaşı ile 1991 yılında döndü. Suudi Arabistan liderliğinde Katar'a uygulanan ablukayla dayatılan maddelerden birisinin Türk üssünün Katar'dan çıkarılması oluşu, şimdi biraz daha netlik kazanmıştır sanıyorum.
ABD ve İsrail ortaklığının bölgemizde kışkırttığı her süreç ve takip eden müdahaleler, belli bir yalanlar ve manipülasyonlar zinciriyle birlikte gerçekleşti. Bir sonraki adım da yaklaşıyor. Körfez'in lideri Suudi Arabistan'ın atacağı adım, önümüzdeki yüzyılda Müslüman coğrafyanın nasıl etkileneceğini belirleyecek. İnşallah tarihten gerekli dersi çıkarmışızdır.