(USASABAH)
New York
Röportaj; Emrehan Seyhan
Fotoğraflar: Eren Abdullahoğlu
Dünya Yerel Yönetimler Birliği (UCLG) Başkanı sıfatıyla New York' ta bulunan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, USASABAH'a özel bir röportaj verdi. Karlarla kaplı Central Park'ı ve New York sokaklarını gezen Topbaş'la New York ve İstanbul'u konuştuk.
***
-Sayın Başkan, öncelikle New York'a hoş geldiniz. Bu yoğun gündeminizde USASABAH olarak bize de vakit ayırdığınız için çok teşekkür ederiz
Rica ederim.
Birçok kişinin yakından takip ettiği gibi İstanbul Büyükşehir Belediyesi, üniversite mezunu çalışanlarının arasından başarılı olanlarını yurtdışına yüksek lisans ve doktora eğitimlerini tamamlamaları için gönderiyor. Belediye olarak eğitimlerini tamamlayıp geri dönen öğrenciler için nasıl bir vizyon belirlediniz? Önümüzdeki süreçte de bu program devam edecek mi?
Öncelikle şunu belirtmek gerekir ki ülkelerin gücü nüfus yoğunluğuyla ölçülmüyor. Bir ülkenin nüfusunun çok olması o ülkenin güçlü olduğunu göstermiyor.
Bulunduğumuz yüzyıl da bilgi çağı. Bilgiye erişme, bilgiyi yönetme, bilgiyi üretme çağı. Böyle bir süreçte biz bu program ile doğru bir adım attığımızı düşünüyoruz. Yetişmiş insanlara ihtiyaç var ve bu konuda ne kadar başarılı olabilirseniz, bu konuda ne kadar güzel adımlar atabilirseniz gelecek adına da o kadar daha güçlü bir şekilde yürürsünüz.
Bu bağlamda İstanbul Büyükşehir Belediyesi olarak bünyemizde bulunan genç mensuplarımızı belli sayılı üniversitelerde yüksek lisans ve doktora programlarını kazananlara burs vererek, 1-2 yıl yurtdışında kalmalarını sağladık.
ABD dâhil yüksek lisans ve doktora programlarını bitirmiş olup geriye bünyemize dönmelerini, çünkü şartımız oydu, belediye gelip tekrar aramıza katılmalarını arzu ediyorduk.
Çünkü, bu arkadaşların ufkunun açılması, görerek, yaşayarak edindikleri bir takim bilgileri kendi departmanındaki arkadaşlarıyla paylaşmaları belediyemiz bünyesinde ciddi bir performans artışını sağlayacağını düşündük.
"TRETUVARLARI İHMAL EDEBİLİRSİNİZ AMA İNSANI İHMAL EDEMEZSİNİZ"
Doğru gördük ve şunu söyledik; her yıl belirli sayıda kişiye bu imkânı sağlayabilirsek 5 yıl sonra belediyemizde şu kadar yetişmiş insan olur diye. Ama şimdi yenilemiyoruz çünkü buradaki belediyeler dâhil tüm dünyadaki belediyelerde olduğu gibi bir miktar finans sıkıntıları var, tabi bu noktadan sonra daha dikkatli gideceğiz.
Mevcut arkadaşlar başarılı olarak dönsünler, arkasından tekrar adımlar atabiliriz. Çünkü giden arkadaşlar nitelikli, gerçekten başarılı arkadaşlar. Bir takım seçimlerden geçtikleri için duruşlarıyla bir kalite ifade eden arkadaşlarımızı gönderdik.
Bunlar sadece belediyemizde değil, belki kısa vadede belediyemizde çalışmaya devam edecekler ama Türkiye Cumhuriyeti için yetişmiş insan beyni anlamına gelmekte. Bu ülkemiz için de çok önemli ve değerli.
Mesela siz bir takım tretuvarları, yolları ihmal edebilirsiniz ama insanı ihmal ettiğiniz zaman onun geri dönüşü yok, telafisi mümkün değil. Dolayısıyla zamanı iyi kullanmamız lazım. 2 gün önce buraya geldiğimde de Brooklyn Belediyesi'nde staj yapan bir arkadaşımızla görüştüm.
Bu bana gurur verdi. Tabi bu ilişkiler, bu çalışmalar tüm dünyanın değişik kentlerinde de olduğu için farklı ufuklarıyla İstanbul'a bir zenginlik katacaklarını, belediyemize zenginlik katacaklarını umut ediyoruz.
"DENİZ TAŞIMACILIĞINDA NEW YORK'TAN İLERDEYİZ"
İki mega kenti, İstanbul ve New York'u objektif bir gözle belediyecilik ve şehir dokusu olarak karşılaştıracak olursanız, ne gibi farklılıklar görüyorsunuz?
New York Belediyesi'nin de veya diğer belediyelerin de başarılı olduğu, olmadığı anlar vardır. Yani buradan kalkıp bir şeyi görerek bu iyi, bu kötü demek mümkün değil.
Bulunduğumuz yüzyılda deniz kenarlarında olan şehirler daha önemli olacak. Bu açıdan baktığımızda New York da bir deniz kenti ama İstanbul bir denizler kenti; Marmara Denizi ve Karadeniz.
İstanbul'umuzun iki tarafı denizlerle çevrilidir. Zaten geçtiğimiz tarihlerde de suyolları ve denizler üzerindeki sahillerde kurulmuş olan şehirler ekonomik açıdan veya diğer konularda çok daha etkili ve çok daha güçlü olmuşlar.
Dünya üzerinde o sanki bir takım olguların tekerrürü gibi, bunu görmekteyiz. Tabi New York, Yeni Dünya dediğimiz Amerika'nın çok önemli bir iktisadi merkezi ve ekonomik güç olarak çok önemli bir merkez olduğu yadsınamaz bir gerçek.
Belki şu an dünya bir ekonomik kriz yaşadığı için etkilenmiş olabilir ama buranın yine çok etkili bir güç olduğunu kabul etmek lazım. Şu an New York'u ABD'nin ekonomik iktisadi başkenti ve dünyanın ekonomik merkezi olarak algılamak mümkündür.
İnsanların bölgelerinde benzerlikler olsa bile bizim İstanbul için New York'dan çok daha temiz diyenler var ama tabi ki burada metro hatları çok daha zengin. Onların 850 km. metro hatları varken bu rakam bizde 130 km. seviyelerinde yani çok gerilerdeyiz.
Meseleye bir başka yönden bakarsak deniz ulaşımını biz çok iyi kullanıyoruz. Buraya ve dünyaya kıyasla rekor sevideyiz. Şu ana kadar taşıdığımız insan sayısı 108 milyon. Bu bir rekordur, daha da kullanmamız lazım.
E tabi başka bir konu burada altyapı büyük ölçüde tamamlanmış, biz daha bazı bölgelerde halen altyapımızı yeni yeni tamamlamaya çalışıyoruz bazı bölgelerde tamamlamışız, belli mesafeler aldık. Aramızda önemli bir fark olarak İstanbul'da nüfus artışıyla olsun veya göçle olsun yılda 250-300 bin civarında bir nüfus artışı varken, burada öyle bir artış yok.
"BİZDEKİ GİBİ YILDA 200 BİN KİŞİLİK BİR NÜFUS ARTIŞI OLSA NEW YORK HİÇBİR ŞEY YAPAMAZ"
Dünyanın en gelişmiş şehri de olsa böyle bir nüfus artışını kaldırabilmesi mümkün değil, karşısında durması mümkün değil. Düşünün New York'da yılda 200 bin yeni yerleşim alanı olmaya başlasa New York ne yapabilir? New York çok daha güçlü hale getirilmiş polis teşkilatı ve trafik teşkilatı belediyeye bağlı.
New York ile karşılaştırınca bizim önümüze gelen devamlı sorunlar ve onları çözme sorumluluğumuz var. Önemli bir şey daha var; burada insanlar kurallara çok saygılı ve uygun davranışlar sergiliyorlar. Çünkü sistem doğru kurulmuş, sistemde yerel yönetim bütün alanlardan sorumluluk almış durumda.
Tabii ki bir de burada çok ciddi bir bütçe var, bizimle mukayese edilemeyecek kadar. Bizim belki 3-4 katımız bütçesi var. Bu tabi ekonomik bir güç ama diğer ölçekte biz İstanbul Büyükşehir Belediyesi olarak baktığımız zaman bizim görevimiz İstanbul'u dünyada hızla gelişen ve adeta dünyada yeniden parlayan bir yıldız olarak dünyanın merkezi olma yolunda olan bir şehir olarak yansımaktır zannediyorum.
Amerika'daki dünyayı yakından takip edenler, izleyenler, bilenler bunun farkında ve bunu konuşuyorlardır diye tahmin ediyorum. Çünkü İstanbul'daki son 5-6 yıldaki gelişmeler tahminlerin çok ötesinde ve gelişmeler bu hızla gittiği zaman 3 5 yıl sonra, 10 yıl sonra çok daha farklı bir İstanbul ortaya çıkacağına ve İstanbul'un Dünya'yı çok daha farklı etkileyen bir merkez haline geleceğine inanıyorum.
"KAR YAĞIŞLARINA KARŞI MUAZZAM BİR YATIRIM YAPTIK. KAMYONLA TUZ DÖKME DEVRİ GERİDE KALDI"
Sizin de bildiğiniz gibi geçtiğimiz aylarda New York'da yoğun bir kar yağışı meydana geldi. Bu kar yağışı sonrası New York Belediyesi yolları ulaşıma açma, karı temizleme konusunda çok başarısız oldu ve tüm kamuoyunun tepkisini çekti. Bu konuda İstanbul'u ele aldığımız zaman Büyükşehir Belediyesi'nin son yıllarda ortaya koymuş olduğu performans ortada. İstanbul Büyükşehir Belediyesi bu noktaya gelmeyi nasıl başardı? Bu konuyla ilgili belediye başkanlarına tavsiyeleriniz olur mu?
Ben İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı olduğumda yani 2004 yılında Mart ayı başı gibi İstanbul'da da ciddi bir şekilde kar yağışı olmuştu ve arkasından 3 gün süreyle şehir kilitlenmişti. Biz seçim öncesinde de bu konuda çalışmalar yapacağımızı söyledik. Ben, arkasından Dünya'da en çok kar ve kışla mücadeleyi Moskova'nın yaptığını bildiğim için Moskova'ya ziyaret yaptım.
Onların karla mücadelelerini yerinde izledim. Daha sonra Moskova'ya ekibimi gönderdim. Aksiyon aşamasında da yine Kuzey Ülkeleri'ni takip etmek üzere çok daha ileri alet ve bir takim teknolojik gelişmeler sağladık. Yani geçmişte İstanbul'da şu düşünülmüştü; yılda 1-2 defa kar yağıyor, 1-2 defa yollar kapanıyor, bu kadar masraf yapmaya değer mi?
Halbuki İstanbul Türkiye'nin iktisadi başkenti. İstanbul ekonomisinin bir gün durmasının Türkiye ekonomisindeki kaybını hesaplamak gerekiyordu. Ben bu yönden İstanbul ekonomisinin 1-2 gün durması halinde Türk ekonomisinin neler kaybedebileceğini düşündük.
Artı olarak Türkiye'nin ekonomisin %43'ünün sekile olduğu vergisinin toplandığı bir şehirde bizim gelirlerimizde de düşme olacaktı. Yani benim araçlarla alakalı yaptığım harcamalar bir müddet sonra bana zaten geri dönecekti. Bu anlamda çok önemli çalışmalar ortaya koyduk ve teknolojinin verdiği imkânları en iyi şekilde kullandık.
İstanbul'da kar yağmadan, kar nerelerde oturacak, nerelerde buzlanma olacak, biz bütün bunları merkezden, 3-4 saat önce görebiliyoruz ve solüsyon atmak üzere karın zemine yapışmasını engelliyoruz ve artık İstanbul'da kar yağdığı zaman yollar kapanmıyor, bunu başardık. Aletlerimiz aldık, araçlarımızı aldık, teknolojimiz geliştirdik, asfaltlarımıza sensörlerimizi yerleştirdik, bunlarda başarılı olduk. Bazı şehirler var ki yılda 1 defa kar yağıyor.
"NEW YORK HAZIRLIK YAPMADIĞI İÇİN KARIN ERİMESİNİ BEKLİYOR"
Bu yıl da New York'a çok ciddi bir şekilde kar yağmış. Bu konuyla ilgili çalışma yapmadıysanız, hazırlık yapmadıysanız e tabi o karın erimesini bekleyeceksiniz. Bu durum geçmişte İstanbul'da da vardı, şimdi İstanbul'da yok. Bu yönden İstanbul'un gerçekten örnek bir şehir olduğunu söyleyebilirim. Burada hala kaç gün geçmesine rağmen tretuvarlarda karlar var, sıkıntılar gözlemlenmekte. E tabi bu bir tercih meselesi. Böyle bir yatırım yaparsanız bu konuda hassasiyet gösterirseniz bu konuyu çözerseniz. Bazı şehirler var ki 20 yılda 1 defa kar yağıyor, o bir defa ama o günkü hayatı felç ediyor. O bir defa kar için böyle bir yatırım yapılabilir mi mantığını güdebilirler.
Biz İstanbul'da böyle bir mantık güttük ve dedik ki yılda 3 gün de olsa İstanbul ekonomisinin durmasının; Türkiye ekonomisine, kent ekonomisine vereceği kayıplara baktığımız zaman bizim orada yapacağımız harcamaların çok çok üstünde bir takım ekonomik kayıplar getiriyor. O zaman doğrusu böyle bir sistem kuralım dedik ve kurduk.
Bir söz vardır; kem aletle kamalat olmaz eski tabirle, kötü aletle güzel işler çıkmaz anlamında. Birkaç tane dozer, kepçe falan filan gibi. Geçmişte, bizden önce İstanbul hep bilinir, İstanbul'da kar yağdığı zaman insanlar kamyonun üzerinde küreklerle sağa sola tuz atarlardı, ilkel bir sistem. Şu anda bizde sistem otomatik çalışıyor, şimdi insanların kamyonun üzerinde sağa sola tuz savurduğu dönem bitti, göremezsiniz. Onlar çok ilkel şeyler, onları geçtik ve İstanbul boyut olarak baktığınız zaman bir ülke ölçeğinde ama köylerine kadar yollarda bir kapanma, bir problem yaşanmıyor.
USASABAH olarak bizimle bu röportajı gerçekleştirdiğiniz için çok teşekkür ederiz.
Ben çok teşekkür ediyorum. Size de iyi çalışmalar ve başarılar diliyorum.