İngiltere 100 yıl önce Siyonist harekete böyle bir söz verdi. İngiltere kendine ait olmayan bir toprağı, Filistin toprağını heba etti. İngiltere bunu yaparken en ana partneri ABD idi. Trump Kudüs'ü İsrail'e hediye olarak takdim ediyor. Sanki dünyada tek karar veren kendisiymiş gibi davranıyor. Ama bu kez dünyada Kanada, İngiltere ve Avustralya dahil kimse Trump'ın yanında yer almadı.
ABD bütün insanlığın vicdanını zedeleyecek bir karar almıştır. İşgal altındaki Filistin'in devlet olarak tanınması için çaba harcamalıyız.
BM kararına göre hiçbir ülkenin büyükelçiliğini Kudüs'e yerleştirmesi yasal değildir. Bizler barış içinde çalışırken, bir anda bize yüzyılın tokatını vurdular. Yapılan uluslararası hukukun ihlalidir. Kudüs hem Müslümanların hem Hristiyanların yaşam mekânı olarak kalacaktır. ABD artık barış sürecinde arabulucu olma şansını yitirmiştir. ABD'nin artık arabulucu olmasına asla izin vermeyeceğiz. Kudüs Filistin devletinin ebedi başkenti olarak kalacaktır.
İSRAİL'İ TANIMAKTAN VAZGEÇİN
İsrail'i kim koruyor? Sınırları olmayan bir devlet nasıl tanınabiliyor? İsrail'e meydan okuyorum... Bana sınırlarını göstersinler.
Kudüs kırmızı çizgimizdir. Kudüs ilk kıblemizdir. Hristiyanlar da aynen bizim gibi düşünüyor.
Zirveden bağlayıcı kararlar alınmalı. Her şeyin bir bedeli vardır ve bizler bedeli ödetebiliriz. Ülkeleri İsrail'i tanımaktan vazgeçmeye çağırıyorum. Barıştan başka şansımız yok.
İki devletli çözümün hayata geçirilmesinin zamanı gelmiştir. Sınırları olmayan İsrail'i mi tanıyacağız? Hayır. Bizi tanıyan devlet İsrail'i tanıyandan fazla. Biz İsrail ile yaptığımız hiçbir anlaşmaya artık bağlı değiliz. Eğitim sağlık kanalizasyonu siz yapın, biz işgal altındayız diyeceğiz. Başka dilden anlamıyorlar."
