ABD'nin Dallas kentinde görülen davada 63 ay hapse ve 900 bin dolar para cezasına çarptırılan Brown'ın suçu 2011 yılında Anonymous hack grubunun istihbarat düşünce kuruluşu Straftor'a ait belgeleri yüklediği internet adresini paylaşmak olarak açıklandı. Geçen Nisan'da cezasını azaltmak için savcıyla bir anlaşma yapan Brown, Anonymous ile işbirliği içinde olduğunu kabul etmek zorunda kaldı.
Federal Soruşturma Bürosu'nun (FBI) evde yaptığı aramalar sırasında bilgisayarını sakladığı ve ajanları internet üzerinden tehdit ettiği gerekçesiyle de suçlanan gazeteciye bu nedenle de ceza verildi. Karar sonrası bir açıklama yayınlayan Brown, "hükümet benim gazeteci olmadığımı ve bu yüzden Birinci Anayasa Değişikliği'nin bana verdiği koruma haklarından yararlanamayacağımı söylüyor. Eğer ben gazeteci değilsem, dışarıda gazeteci olduğunu bilmeyen pek çok insan bulunuyor ve onlar da benim gibi risk altında" dedi. The Guardian, Vanity Fair ve Huffington Post gibi iyi bilinen gazete ve websitelerine yazdığı yazılarla tanınan Brown'a verilen ceza ABD'deki medya özgürlüğü tartışmalarını da alevlendirdi. Washington merkezli U.S. News & World Report adlı haftalık dergi, Brown'a verilen cezanın Ulusal Güvenlik Ajansı'na (NSA) ait gizli belgeleri yayınlayan New York Times ve The Guardian gibi büyük medya kuruluşlarında çalışan gazetecilere verilmediğini anımsattı.Dergi, "Bu durum kararı eleştirenlerin Brown tanınmadığı için yargılandı argümanını haklı çıkarıyor" dedi.
CPJ'den çifte standart
Türkiye'de terör örgütlerine üye oldukları için hapsedilen 7 gazeteciyi, "2014 hapsedilen gazeteciler" listesine taşıyan Gazetecileri Koruma Komitesi ise Brown'ı bu listeye dahil etmedi. CPJ'nin listesinde ABD'de hiçbir gazetecinin hapiste olmadığı yazılı. Halbuki Brown geçen iki yıldır tutuklu bulunuyordu.