Amerikalıların yurtdışı merakı pek yoktur. Çoğu Amerikalı pasaport sahibi bile değildir. Sıradan bir Amerikalı yurtdışına çıkmaya karar verdiğinde güvenliği önceleyen bir seyahat planı yapar. Hele gideceği ülke Amerikan sinemasında resmedilen Ortadoğu'ya yakın bir ülke ise planın ciddiyeti biraz daha artar.
New York, Staten Island'da yaşayan iki çocuk annesi Sarai Sierra hayatında ilk kez denizaşırı bir ülkeye seyahat etmeye karar verdiğinde ailesi onun iyi ve güvenli bir plan yaptığını düşünüyordu. Türkiye'ye gelen Sarai, ailesine her şeyin normal ve sıradan gittiğini günlük raporlar halinde anlatarak onların endişelerini gideriyordu. 21 Ocak'a kadar bu iletişim periyodik olarak sürdü. İletişimin kesildiği günden bu yana Sarai Sierra Türkiye'nin ve Amerika'nın gündemine oturdu. Çoğu Amerikan gazetesi cinayet haberini birinci sayfadan verirken televizyonlar haber bültenlerinde konuyu işlemeye başladılar. Gün geçtikçe soru işaretleri daha da arttı. Sarai ile ilgili gelen yeni bilgiler eski sorulara cevap vermediği gibi yeni soruları gündeme getirmeye başladı.
FBI'dan ilginç açıklama
Türkiye'de hayatını kaybeden Amerikalı Sarai Sierra'nın ölümü etrafındaki şüpheler artıyor. Sarai'nin ölümünü soruşturan FBI ajanı, Türkiye, Almanya ve Hollanda üçgeninde geçen iki haftalık seyahatin, sıradan bir fotoğrafçılık gezisi olmadığını düşünüyor. Sarai'nin ölümü hakkında ilk bilgilerin ortaya çıkmasından sonra Amerikan medyası da seyahat amacını yeniden tartışmaya açtı. Çünkü maddi geliri kötü olan Sarai'nin bilet fiyatlarının çok düşük olmadığı bir sezonda Türkiye'ye tek başına fotoğraf çekmek için gitmesi zihinlerde soru işareti uyandırıyordu. Üstelik bir ülkeye fotoğraf amaçlı seyahat eden bir kişinin fotoğraf makinesinin olmaması bu konuya olan tutkusunu sorgulatıyordu. Cinayetten günler sora New York'un yerel gazetesi New York Post, ismini açıklamadığı bir FBI ajanına dayandırdığı haberinde bu gezinin FBI tarafından sıradan, fotoğraf amaçlı bir gezi olarak değerlendirilmediğini yazdı. Sarai, FBI ajanına göre Türkiye'de bazı "kriminal unsurlar" ile temas etmişti. Türkiye'den Hollanda ve Almanya'ya yaptığı kısa ziyaretlerin içeriği de işi sıradan bir fotoğraf gezisi olmaktan çıkarıyordu. New York Post'un haberine göre FBI, Sarai'nin uyuşturucu ile ilgili bir işin içinde olabileceği ihtimali üzerinde duruyor.
Çılgın biri değildi
Cinayetin duyulmasının ardından evinin olduğu bölgeye gittiğimizde konuştuğumuz herkes şaşkındı. Ailesi dışında çok fazla çevresi olmayan Sarai'yi tanıyanlar onu sıradan, Latin kökenli, muhafazakâr bir anne olarak tarif ediyorlardı. Hiç kimse Sarai'yi kafasına eseni yapan, "çılgın bir NewYorker" olarak tanımlamadı. Maddi durumu iyi değildi ve iki çocuğunu çok seviyordu. Küçüklüğünden beri kiliseye gidiyordu. Eşi ile de kilisenin gençlik kampında tanışıp evlenmişti.
(USASABAH)