(USASABAH)
Nur Özkan Erbay / Washington, DC
Sabancı Üniversitesi ve Brookings Enstitüsü tarafından ortaklaşa düzenlen "Sakıp Sabancı Konferansı"nın 8.si dün Washington'da gerçekleştirildi.
Bu yıl ABD'nin Eski Ulusal Güvenlik danışmanlarından Dr.Zbigniew Brzezinski'nin konuk konuşmacı olarak ağırlandığı konferansın başlığı "Batı ve Türkiye: Geniş Küresel Mimarinin Şekillendirilmesinde Rolü" oldu.
Konferansın açılış konuşmasını Brookings Enstitüsü Başkanı Store Talbott ve Sabancı Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı yaptı.
Konuşmasına Sakıp Sabancı Konferansının Dr. Brzezinski'yi ağırlamaktanda büyük onur duyduğunu belirterek başlayan Güler Sabancı, bugün dünyanın artık sadece birkaç gücün hakim olduğu bir dönemi geride bıraktığını söyledi. Türkiye'nin de aralarında bulunduğu ülkelerin bu süreçteki öneminin hayati derece de arttığını kaydeden Sabancı, Türkiye'nin önümüzdeki 25 seneyi kapsayan dönemde daha da önemli hale geleceğini kaydetti.
Konuşmasına, İçerisinde bulunduğumuz yüzyıla ilişkin genel bir değerlendirme ile başlayan Dr. Brzezinski ise, 21.yy'ın küresel ölçekte tüm dünya için ya çok başarılı ya da çok kötü bir yüzyıl olacağını, bu anlamda gelecek için oluşturulacak stratejik vizyonun hayati önem taşıdığını kaydetti.
Avrasya bölgesinin bugün küresel istikrarın devamlılığında büyük bir öneme haiz olduğunu belirten Brzeziski bu bağlamda Türkiye'nin kritik rolüne dikkat çekti.
"Süphesiz Türkiye Batı'nın bir parçasıdır"
"Türkiye aradaki dini farklılıklara rağmen şüphesiz Batı'nın bir parçasıdır " diyen Dr.Brezinski, Orta Doğu'nun istikrarının sağlanmasında da Türkiye'nin hayati bir rolü olduğunu, bu anlamda katkı sağlayabileceği birçok alan bulunduğunu söyledi.
Türkiye'nin "İran'a model olma" olasılığının da bulunduğuna işaret eden Brzezinski, Rusya'nın demokrasi ve insan haklarının geliştirilmesi bağlamında Türkiye'den öğreneceği çok fazla şeyin olduğunu söyledi.
Avrupa Birliği ülkelerinin içinde bulunduğu ekonomik koşullarla karşılaştırıldığında Türkiye'nin perfomansının çok etkilyeci olduğuna da dikkat çeken Brzesinski, bu anlamda Türkiye'nin güçlü bir ekonomiye sahip bir AB için hayati öneme sahip olduğunu dile getirdi.
Brzezinski, her iki ülke İran gibi konularda farklı politikalara sahip olsa da Türkiye-ABD ilişkilerinin ortak hedefler doğrultusunda yürüdüğünü kaydetti.
Konferansın soru-cevap bolümünde "Arap Baharı"na ilişkin değerlendirmelerde de bulunan Brzesinzki, "Arap Bahari"ni bir kışın izleyebileceğini belirterek, "Bugüne kadar Arap Baharı popülist bir hareket olmuştur. Ancak henüz daha büyük bir demokrasi hareketi olarak sonuçlanmamıştır" dedi.
Türkiye'nin süreçte Mısır için örnek olabileceğini kaydeden Brezinski, "Ancak Mısırlılar, Türk değildir, Türkler de Mısırlı değildir" diye konuştu.
Brzezinski, Türkiye'in Suriye konusunda yürüteceği politikalarına kendsinin karar vereceğini, bu kararın dışarıdan gelmemesi gerektiğini belirterek Suriye konusunu "çok karmaşık" olarak nitelendirdi.
Brzezinski Türkiye-İsrail ilişkilerine yönelik bir soru üzerine ise, "Türkiye-İsrail ilişkileri önemli ama hepimizin bildiği olaydan sonra yara aldı. İsrail meydana gelen olaydan dolayı sorumluluk almalı ve özür dilemelidir" şeklinde yanıt verdi.