(A.A)
İsrail'de İngilizce yayımlanan sağ eğilimli Jerusalem Post gazetesi, Ortadoğu'daki "hayati Türkiye-İsrail-ABD üçgeni"nin korunması uğruna İsrail'in, Mavi Marmara baskını nedeniyle özür dilemesi ve kurbanlara tazminat ödemesi için Washington'un yaptığı baskılara direnmesi gerektiğini savundu.
Gazete, konuyla ilgili yayımladığı başyazısında, İsrail'in özür dilemesini "ağır bir hata" olarak nitelendirirken, aksine Gazze'ye ablukayı ihlal ettiği için Türkiye'nin özür dilemesi gerektiğini öne sürdü; özür dilense bile bunun Mavi Marmara operasyonuna katılan subay ve askerlere dava açılmasını engellemeyeceğini savundu.Başyazıda, "(ABD Başkanı Barack) Obama yönetiminin, Mavi Marmara fiyaskosunun çözümüne, Amerika'nın gözünde istikrarlı bir Ortadoğu için şart olan İsrail-Türkiye-ABD stratejik üçgeninin korunması için hayati önem verdiği" ifade edildi.
Başyazıda, iki taraf arasında anlaşmaya zemin hazırlamak için ABD'nin, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'dan, dokuz Türk vatandaşının ölümüyle sonuçlanan "operasyonel aksaklıklar" için özür dilemesini ve Türk hükümeti tarafından oluşturulacak bir fon aracılığıyla tazminat ödemesini kapsayan bir uzlaşma formülünü desteklemesini istediği; Türkiye'den de gemiye çıkan askerler, operasyon emrini veren komutanlar ya da siyasetçiler aleyhine dava açmaması, İsrail ile ilişkilerini de düzeltmesinin isteneceği belirtildi.
Yazıda, başta Savunma Bakanı Ehud Barak ve İstihbarattan Sorumlu Bakan Dan Meridor olmak üzere bazı kabine üyelerinin, ABD formülüne sıcak baktığı; Türkiye'nin özür ve tazminat konusundaki ısrarına boyun eğmekle ilişkilerin normale dönmeye başlayacağına ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın "B planı"nı uygulamasının önüne geçilmiş olacağına inandıkları kaydedildi.
Jerusalem Post, özür dilemenin, özellikle de bunun, Başbakan Erdoğan'ın tehditlerinin ardından yapılmasının "ağır bir hata" olacağı görüşünü savunurken, aksine Gazze ablukasının ihlal edilmesine yardımcı olduğu gerekçesiyle Türk Hükümeti'nin özür dilemesi gerektiğini öne sürdü.
Başyazıda, Ankara'dan özür dilense bile bunun baskını düzenleyen komandoları hukuki koruma altına sokmayacağı, çünkü Türk Hükümeti dava açmaktan vazgeçse bile bunun özel şahısları bağlamayacağı vurgulandı.