New York, devamlı göç alan ve aynı hızda göç veren bir şehir. Bu duruma ilave olarak New York'a geçici yerleşenlerin çeşitliliğini de düşünecek olursak, bu karmakarışık pazar tezgahlarında bulabileceklerinizin sınırsızlığını hayal edebilirsiniz.
Fazla duygusal olduğumu düşünmeyecekseniz itiraf etmek isterim ki pırıl pırıl raflardan aldığım tertemiz eşyalar kadar üzerinde yaşanmışlığın izlerini barındıran, rengi solmuş eşyaları da pek severim. Eşyanın cinsine göre uydurduğum hikayelerde kimi çok mutlu bir kadına aittir kimi yapayalnız genç bir delikanlıya... Galiba o eşyalardan çok bu hikayeleri yazmayı hatta onlara inanmayı daha çok seviyorum.
Bu pazarlarda bulabileceğiniz ürünler elbette eski eşyalarla sınırlı değil. Dünyaca ünlü markaların kıyafetlerinden, basımı durdurulmuş arşivlik kitap ve CD'lere, koleksiyonerlerin daha fazla biriktirmek istemeyerek satmaya karar verdiği özel ürünlerden biraz tamirle yepyeni hale getirebileceğiniz mobilyalara kadar sayısız şey bulabilirsiniz.
Bu pazarların varlığını ilk duyduğumda Türkiye'deki bit pazarlarına benzer yerler olduğunu hayal etmiştim. Sonrasında fark ettim ki kültürler arasındaki farklılık bu alanda da kendini gösteriyor. Bizler, toplum olarak ihtiyaç sahiplerini koruyup kollama bilincine sahip bir milletiz. Bu, sahip olduğumuz sayısız erdemden sadece biri. Bir eşyamızı artık kullanmamaya karar verdiğimizde onu, etrafımızda kolayca bulabildiğimiz bir ihtiyaç sahibine bedelsiz olarak devrederiz. ABD'de ise durum çok farklı. Hatta 'Garage Sale' adıyla bilinen bir alışkanlıkları bile var. Garage Sale, evinde kullanmadığı eşyaları olanların evinin bahçesine açtıkları mini bir Pazar yeri olarak düşünülebilir. Bir kaç gün öncesinden duyuru yapan ev sahibi, belirlediği saatlerde açtığı bu tezgahlarda cüzi fiyatlarla kullanmadığı her şeyi satar.
Bu ve benzer farklılıklardan dolayı ABD'nin bit pazarlarında ne bulabileceğinizi asla bilemezsiniz. Ben buralardan bir şey almam diyenlerdenseniz bile buralara kesinlikle gitmenizi tavsiye ederim. Bit pazarlarındaki atmosfer ve çeşitlilik kesinlikle görülmeye değer.
Bu hafta New York ve civarında olanlar için tam 3 bit pazarı adresi vericem. Daha fazla uzatmadan Hell's Kitchen Flea Market ile başlamak istiyorum.
Hell's Kitchen Flea Market
Hell's Kitchen Flea Market, Cumartesi ve Pazar günleri saat 9.00-17.00 saatleri arasında 9-10.ave 39.cadde-Manhattan adresinde kurulan bir bit pazarıdır. Dünyaca ünlü -yaklaşık- 50 tasarımcının (Louis Vuitton, Prada vb) ikinci el kıyafetlerinden değerli-değersiz taşlarla süslü aksesuarlara, vintage mobilyalardan ikinci el bebek araç gereçlerine kadar bir çok şeyi bulabilirsiniz. Buraya gitmek isteyenlerin bilmesi gereken en önemli ayrıntı, erkenci olmaları gerektiğidir. Bu enteresan pazarı her hafta düzenli ziyaret eden müdavimleri, henüz öğlen olmadan günün en iyi ürünlerini satın alıyorlar.
Hell's Kitchen Flea Market'i diğerlerinden ayıran bir özelliği de National Geographic tarafından dünyanın en iyi ilk on bit pazarı arasında gösterilmiş olmasıdır.
Manhattan'da olanlar, A,C ve E trenlerinden birini alıp 34.cadde durağında inerek kolayca varabilirler.
Antiques Garage
Antiques Garage, Cumartesi ve Pazar günleri saat 9.00-17.00 saatleri arasında 6-7.avenue 25. Cadde Manhattan adresinde kurulan bir bit pazarıdır. New York'un bit pazarları arasında, 1994 yılında kurulmuş olması sebebiyle tecrübeli Pazar yerleri arasında yer alır.
Yaklaşık 100 farklı tezgahın kurulduğu bu pazarda, antika dekor ürünleri de bulabilirsiniz. Eski kitap ve CD'lerin çoğunlukta olduğu pazar tezgahlarında yağlı boya tablolar da çoğunlukta.
Manhattan'dan Antique Garage'a gitmek isteyenler F ve M trenlerinden birini alıp 23. Cadde durağında inerek kolayca varabilirler.
Williamsburg Flea Market
Williamsburg Flea Market, Pazar günleri saat 12.00-18.00 saatleri arasında Wythe ve South Caddeleri ile 2 ve 3'üncü sokak arası, Williamsburg, Brooklyn adresinde kurulan bir bit pazarıdır. Şahsen New York bit pazarları arasında en sevdiğim kesinlikle Williamsburg Flea Market'tir. Williamsburg Köprüsü'ne son derece yakın bir mesafede kurulan bu pazarda dolaşırken, bu harika köprünün manzarası da size eşlik edecek.
Williamsburg Flea Market'te sadece ünlü markaların ikinci el ürünlerini bulabileceğinizi sanıyorsanız kesinlikle yanılıyorsunuz. New York'un sokak lezzetleri başta olmak üzere bir çok farklı lezzeti de burada bulabilirsiniz. Özellikle bahar ve yaz aylarında farklı bir Pazar günü yaşamak istiyorsanız gezilecek yerler listenize Williamsburg Flea Market'i kesinlikle eklemelisiniz. Özellikle hava şartlarının müsait olduğu haftalarda canlı müzik performanslarının da sergilendiği Pazar meydanının güncel programını resmi internet sitesinden takip edebilirsiniz.
Manhattan'dan Williamsburg Flea Market'e gitmek isteyenler, J, M ve Z trenlerinden birini alıp, Marcy Avenue durağında inerek kolayca varabilirler. (yaklaşık 10 dakikalık yürüyüş mesafesindedir.)
Bu farklı pazarlarda, dilerseniz müşteri dilerseniz satıcı olabilirsiniz. Her birinin resmi internet sitesinde belirtilen tezgah açma koşullarını yerine getirdiğinizde eski eşyalarınızı paraya çevirebilirsiniz. Bu hafta da gezmekten çok keyif aldığım New York mekanlarından birkaçını tanıtmaya çalıştım. Önümüzdeki hafta yine aynı yerde buluşmak üzere.
@basharfiie
eybakan@gmail.com
