İsmini ilk duyduğumda dışarıda yenen bir yemeğin ardından tatlı faslı için gidilmesi gereken yerler listemde ilk sıralara yerleşmişti. Bir fırsatını bulup gittiğimde ise ne kadar yanıldığımı anladım. Son derece hoş bir ambiyansa sahip bu mekanı öğle ve akşam yemekleriniz için de kesinlikle tercih edebilirsiniz. Zengin menüsü, temiz ortamı, iyi servisi ve ekonomik fiyatları ABD'de yaşayanları müdavimi olmaya kolayca ikna edebilir nitelikte.
Bir mekanın kalitesini belirleyen bence en önemli kriterlerden biri kuşkusuz şube sayısıdır. Cheesecake Factory, ABD'de 170'e ulaşan şube sayısıyla 37 eyalete yayılmayı başararak alanında adeta bir marka olmuş durumda. Doğum yeri olması sebebiyle California, Cheesecake Factory'nin en çok (32) şube açtığı eyalet. California'yı 12 şube sayısıyla Florida takip ediyor.
Doğduğu topraklarda bu denli başarılı olması, dünyanın farklı yerlerinde bulunan yatırımcılar tarafından da keşfedilmesini sağlamış. Sadece Orta Doğu toprakları üzerinde 22 farklı noktada hizmet veren Cheesecake Factory, Latin Amerika'da da 12 restoran açmayı başarmış durumda. Yeri gelmişken meraklıları için müjde niteliğindeki haberi de vermek isterim. Çok yakın bir gelecekte Türkiye'de de bir restoran açmaya hazırlanıyorlar. İlk şubelerini İstanbul'da açacak olan işletme, aynı anda birkaç noktada birden hizmet vererek Türkiye pazarına hızlı bir giriş yapacağa benziyor. Açılış tarihi ve ilk hizmet noktaları henüz açıklanmış değilse de meraklılarının takipte kalmasını tavsiye ederim.
Şimdilerde bunca meşhur olmayı başararak hemen hemen tüm dünya genelinde müdavimler edinen Cheesecake Factory'nin 1940'lı yılların sonlarına dayanan bir hikayesi var.
Evelyn Overton, o yılarda misafir ettiği arkadaşlarına sık sık kendine özgü tarifiyle pişirdiği cheesecakeleri ikram eden bir ev hanımıyken hazırladığı bu tatların namının mutfağından dışarı çıkmaya başlaması ve gelen taleplerin artmasıyla Detroit'te küçük bir dükkan kiralamış ve severek yaptığı hobisini profesyonel bir boyuta taşımaya karar vermiş.
Böylece bugünkü Cheesecake Factory'nin ilk adımlarını atmış. İşler tam da istediği gibi gidiyor olmasına rağmen annelerinden daha fazla ilgi bekleyen iki küçük çocuğun varlığı Evelyn'i dükkanı kapatmak zorunda bırakmış. Çocukları belli bir yaşa gelene kadar evinin bodrumuna taşıdığı fırınıyla civar restoranlar için cheesecake'ler hazırlamaya devam eden Evelyn, böylece mesleğinden hiç kopmamış.
1972 yılına gelindiğinde Evelyn bu yolda kendini hiç yalnız bırakmayan eşi Oscar ve artık birer yetişkin olan çocuklarını da yanına alarak Detroit'ten Los Angles'a taşınmış ve Cheesecake Factory adını verdiği ilk mekanını burada açmış. Her geçen gün daha çok insan tarafından keşfedilen bu yeni mekan o kadar çok sevilmiş ki Evelyn ve ailesi üst üste yeni şubeler açmaya başlamışlar.
Artan şube sayısına rağmen taviz vermedikleri lezzet anlayışları ve iş disiplinleri sayesinde New York Times başta olmak üzere birçok yayın organı tarafından övülerek en iyi restoranların sıralandığı listelere oldukça üst sıralardan girmeyi de başarmışlar. Grand Lux Cafe adıyla açtıkları yeni bir restoran zincirini de yelpazelerine ekleyerek alanlarında yakalanılamaz bir noktaya gelmeyi başaran bu güzel aile, evlerinin mutfağında hayaller kuran ev hanımları için son derece iyi bir örnek durumundalar.
Cheesecake factory'nin en sevdiğim yönlerinden biri kuşkusuz dekorasyonu. Oldukça özenildiği her halinden belli olan dekorasyon anlayışında en dikkat çeken unsur ise rahatsız etmeyecek seviyede tutulmuş loş ışıklandırması. Özel gün ve kutlamalarınız için Cheesecake Factory'i tercih ettiyseniz sizinle ilgilenen garsona söylemeniz halinde gelen cheesecake tabağınıza dilediğiniz kutlama notunu da yazdırabileceğinizi bilmenizde fayda var.
Neler yenir?
Bu mekandan bahsederken alışılmışın biraz dışına çıkarak önce tatlılardan başlamak istiyorum. Tahmin edebileceğiniz gibi menünün hakimi cheesecake. 40'a yakın alternatif arasından damak zevkinize uygun olanını rahatlıkla bulabilirsiniz. Ancak kişisel tavsiyem strawberry/lemon (çilek\limon), oreo ya da karamelli chesecake'i denemeniz yönünde olacaktır. Cheesecake'inzin yanında size eşlik etmesi için kaliteli kahvelerinden birini de tereddüt etmeden sipariş edebilirsiniz. Bu noktada bilmeniz istediğim bir diğer ayrıntı ise porsiyon boyutları. Özellikle cheesecakeinizi yemeğinizin ardından sipariş ettiyseniz her bir porsiyonla gelen dilimlerin bir kişi için çok büyük olduğunu söyleyebilirim.
Cheesecake Factory'de bir kez cheesecake yediyseniz ondan sonra yiyeceğiniz tüm benzerlerinde o tadı arayacaksınız demektir. Çok yakın bir kaynaktan işittiğime göre bir süre ABD'de yaşayan bir Türk siyasetçi bu tadı özledikçe Türkiye'ye direk düzenlenen uçak seferleri sayesinde Cheesecake Factory'nin klasik pastalarından özel olarak getirterek özlemini gidermekteymiş.
Cheesecake Factory'e öğle ya da akşam yemeği için gittiyseniz balıktan tavuğa, makarnadan pizzaya kadar aklınıza ne geliyorsa menüde bulmanız mümkün. Başlangıç menüsünde bulunan alternatiflerin de oldukça iyi olduğunu bilmenizde fayda var. Hatta karnınız çok aç değilse oldukça doyurucu porsiyonlarda gelen başlangıç alternatiflerinin gayet yeterli olduğunu da söylemeden geçemeyeceğim.
Güler yüzlü hizmeti ve hızlı servisiyle burada yemek yemekten kesinlikle memnun kalacağınıza eminim. Ufak bir de hatırlatma yapmakta fayda olduğunu düşünüyorum. Cheesecake Factory'de ABD'de bulunan birçok restoranda olduğu gibi sipariş ettiğiniz içeceğinize sadece bir kez para ödüyor ve bardağınızı istediğiniz kadar doldurtabiliyorsunuz.
Cheesecake Factory'de bir akşam yemeği için kişi başı ortalama 20 ile 30 dolar ödemeniz yeterli. Bu bedele kahve ve tatlınızın da dahil olduğunu bilmenizde fayda var.
Nasıl gidilir?
Cheesecake Factory hemen hemen tüm Amerika geneline yayılmış durumda olmasına rağmen bir türlü anlam veremediğim bir şekilde Manhattan'ı ihmal etmiş. Manhattan Times Square'ye en yakın şubesi 140 Market Street Market St Yonkers, adresinde bulunuyor. Eğer New Jersey ya da Brooklyn gibi Manhattan'ın komşularından birine gidecek olursanız size en yakın şubeyi tekrar kontrol etmenizi tavsiye ederim.
Bu hafta çok severek gittiğim ve kesinlikle tavsiye edebileceğim bir mekandan bahsetmeye çalıştım. Önümüzdeki hafta Manhattan'ın müzelerini tanıtmaya çalışıcam merak edenlerle aynı adreste buluşmak üzere...
