Esra Yerabakan / NEW YORK
Ramazan ayı boyuca New York'ta hizmet veren Türk restoranlarını tanıtmaya karar verdiğimden beri neler kaçırıyor olduğumu bir kez daha anladım. Bu hafta sizlere tanıtmak istediğim Mavi Meze Restoran, başarıyla temsil ettiği Türk mutfağından çıkan lezzetlerin yanında, size eşlik edecek harika bir manzara ve güler yüzlü hizmetiyle kaçırılmaması gereken bir mekân.
Mavi Meze, yaklaşık 1,5 yıldır Türk mutfağını özleyenleri bünyesinde ağırlıyor. New Jersey Eyaleti'nin Edgewater bölgesinde hizmet veren bu yepyeni mekân, Manhattan'dan gelmek isteyenler için de son derece lojistik bir adreste yer alıyor.
Mavi Meze'nin hikâyesi bundan tam 17 yıl önceye dayanıyor. Son derece kibar ve misafirperver sahipleri, Banu-Sami Yılmaz çifti aslında birer mühendis. Yıllar önce geldikleri Amerika'da yeni yaşamlarını kurarken, şimdilerde çok yakıştıkları restoranlarından oldukça uzak iş alanlarında hizmet vermişler. Ancak akıllarının bir yerinde güzel bir restoran açıp hakkıyla işletme fikri her daim olmuş. Öyle ki, mağazaları için doğru yeri ararken karşılaştıkları her dükkâna, "Burada bir restoran açsak nasıl olur?" düşüncesiyle yaklaşmışlar.
Mavi Meze'nin şu anda hizmet verdiği mekânı bulduklarında, onları bu iş için cesaretlendiren en önemli "ayrıntı", Hudson Nehrinin yanı başına açılan terası olmuş. Son derece güzel bir Manhattan manzarasını cömertçe misafirlerine sunan bu güzel terasa martı seslerinin de eşlik ettiğini fark ettiklerinde, yaklaşık 2,5 yıl süren bir mücadeleye başlamışlar. Önceleri birçok kişi tarafından restoran işletmek üzere kiralanmak istenen bu küçük dükkânı azim ve kararlılıkları sonucu kiralamayı başarmışlar. Kısa bir süre sonra tadilata girerek mekânı genişletmiş ve bugün ki haline getirmişler.
Özellikle İstanbul Boğazı'nı özleyenler aradıkları huzur ve "kokuyu" burada bulabilirler. Mavi Meze'yi diğer Türk restoranlarından ayıran bence en önemli fark, özlenen tatları arayanlarıyla buluştururken Türk ezgilerini de lezzetli ikramlarının yanında misafirlerine canlı olarak dinletiyor oluşları.
Kış sezonunda her Cumartesi ailece yemeğinizi yerken size eşlik edecek olan canlı müzik dinletisi, Yaz aylarının gelip teras bölümünün de hizmete açılmasıyla Cuma gecelerini de kapsayarak haftada iki geceye çıkıyor. Özel günlerde değişmekle beraber Cuma akşamları gitar, Cumartesi akşamları ise ud sesi eşliğinde keyifli bir akşam geçirebilmeniz için Mavi Meze'de her şey düşünülmüş. Tam bir aile ortamının hâkim olduğu restoranda hanımlardan oluşan gruplar da gönül rahatlığıyla buraya gelerek hem lezzetli yemekler yiyip hem de eğlenebiliyorlar. Özellikle canlı müzik programı olan gecelerde muhakkak önceden rezervasyon yaptırmanız gerektiğini bilmenizde fayda var.
Zaman zaman Türkiye'den gelen ünlü grupların da müzik ziyafeti verdiği Mavi Meze'yi sürekli güncellenen
Facebook sayfalarında takip ederek yaklaşan programlardan mutlaka haberdar olmanızı tavsiye ederim.
Ne yenir?
Tamamen Türklerden oluşan kadrosuyla hizmet veren restoranda Türk mutfağının en önemli temsilcilerini bulmak mümkün. Tahminlerin aksine Mavi Meze'yi sadece Türkler ziyaret etmiyor. Sohbetimiz esnasında Sami Bey, Amerikalı misafirlerinin yoğunlukta olduğunu ve Türk mutfağını çok sevip beğendiklerini söyledi. Özellikle balık ve mezeleri son derece ilgi görüyor. Yeri gelmişken Mavi Meze'nin menüsünde bulunan her çeşidin "helal" olduğunu da bilmenizde fayda var.
Pazar günleri 11-13.00 saatleri arasında Türk kahvaltısı servisleriyle yoğun sabahlar yaşayan Mavi Meze'de, Hudson Nehrine karşı güzel bir Pazar kahvaltısı yapmak için muhakkak rezervasyon yaptırmanız gerekiyor. İlerleyen zamanlar da "brunch" servisiyle de hizmet vermeyi planlayan bu güzel mekânda şimdilik sadece Pazar günleri sipariş edebileceğiniz kahvaltı tabağının tüm malzemeleri özenle seçiliyor.
Banu Hanım, mutfağa giren her şeyle bizzat ilgileniyor. Kendilerinin yemediği hiçbir şeyi misafirlerine ikram etmediklerini gönül rahatlığıyla belirten bu harika çift, ilerleyen zamanlarda menüde özelleşmeye giderek her türlü damak zevki ve tercihine uygun alternatifler hazırlayacaklarını söylediler.
Lezzetli Türk çorbalarından birini seçerek başlayabileceğiniz yemeğinize, Babagannuş, humus, acılı ezme, barbunya pilaki, tabule ve yaprak sarma gibi yaklaşık on beş çeşit mezeden oluşan başlangıç menüsünden seçeceğiniz servislerle devam edebilirsiniz. Her birinin işinde uzman aşçılar tarafından yapıldığını ve kesinlikle taze sebzelerin kullanıldığını da özellikle belirtmek istiyorum.
Ana yemek seçimine geçtiğinizde iddialı kebap çeşitlerinin yanında menüde yer alan balık çeşitliliği aklınızı karıştıracak bollukta. Tercihiniz, ABD'de yaşayan Türklerin çok özlediği Levrek, Çupra ve Hamsi gibi balıklardan yana olursa, ruhunuzun İstanbul'a doğru yola çıkmasına engel olamayacaksınız demektir.
Balık alternatifleri dışında bizzat deneyerek çok beğendiğim Adana kebabının kesinlikle çok başarılı olduğunu söyleyebilirim. Mantı ve tavuk şiş alternatifleri de son derece beğeniliyor. Et seçiminde de özenli davranan Yılmaz çifti bölgenin en güvenilir Türk kasaplarından alışveriş ediyor.
Sıra tatlı seçimine geldiğinde günlük taze hazırlanan Türk tatlıları arasından baklava, kadayıf ya da -deneyerek çok beğendiğim- kazandibini seçebilirsiniz.
Mavi Meze'de bir akşam yemeği yediğinizde kişi başı yaklaşık 35-50 dolar arasında bir bedel ödemeniz gerekmekte. Canlı müziğin yemeğinize eşlik ettiği akşamlar da giriş için ekstra bir ücret ödemeniz gerekmezken o günler için özel hazırlanan fiks menüyü (50-60 dolar) tercih edebileceğiniz gibi kişisel siparişinizi de verebilirsiniz. 100-150 kişilik kapasitesiyle özel gün ve organizasyonlarınız için de hizmet veren Mavi Meze'yi doğum günleriniz, bebek kutlamalarınız hatta kına geceleriniz için bile gönül rahatlığıyla tercih edebilirsiniz.
Nasıl gidilir?
725 River Road, Edgewater, NJ adresinde bulunan Mavi Meze'ye Manhattan'dan gelmek isteyenler, Port Authority'den kalkan 158 numaralı otobüsü kullanarak yaklaşık yarım saatlik bir yolculuğun ardından kolayca gelebilirler.
Bu hafta da gitmekten son derece keyif aldığım bir Türk restoranını sizlere tanıtmaya çalıştım. Amerika'da yaşayan böyle başarılı Türkleri gördükçe gurur duymamak elde değil. Sohbetimiz sırasında Sami Bey Türk mutfağının Amerikalılar tarafından çok beğenilip tercih edildiğini, özellikle son zamanlarda artan bir ilginin söz konusu olduğunu ve vatandaşlarımız tarafından desteklenirse ileride en çok tanınan mutfaklardan bir olabileceğini düşündüğünü söyledi. Türkiye'den çok çok uzakta bir yerlerde ülkesini böylesine güzel tanıtan bu harika insanlardan desteğinizi esirgemeyin ve ilk fırsatta onları "ev"lerinde ziyaret edin.
Amerika'da yaşamaya başladığımdan beri en çok özlediğim şey kuşkusuz Türk insanın sıcaklığı ve samimiyeti. Banu Hanım ve Sami Bey beni öyle güzel ağırladılar ki, evime dönerken mutfaklarından taptaze çıkan tatlılarından hazırladıkları bir paketi elime tutuşturdular. Hoş sohbetlerini benimle paylaştılar. Tüm samimiyetleri için kendilerine tekrar tekrar teşekkür ediyorum.
Önümüzdeki hafta da Ramazan ayı sebebiyle başladığım Türk Restoranları serisine devam ederek özlediğiniz lezzetleri bulabileceğiniz bir başka mekândan bahsedicem. Merak edenlerle aynı adreste buluşmak üzer…
@basharfiie
eybakan@gmail.com
