İlk kez bir Türk üniversitesinin yer aldığı ve kongre üyeleri, akademisyenler, bürokratlar, düşünce kuruluşlarının temsilcileri, kongre çalışanları ile basın mensuplarının katıldığı toplantıda konuşan Enver Yücel, eğitimin ekonomik büyümenin ana belirleyicisi olduğuna dikkat çekti.
Hayatının Türkiye ve dünya eğitim sistemleri üzerinde araştırmalar yaparak ve bu alanlarda girişimlerde bulunarak geçtiğini ifade eden Enver Yücel, "Ülkelerin ekonomik büyümesi sürecinde eğitimin önemli olmasının iki sebebi var. Öncelikle, kişilerin becerisi arttıkça genel olarak daha üretken olurlar ve kazandıkları ücret ve gelirleri artar. İkincisi ise, GSMH'larını artırmak isteyen her ülke için globalleşme, uluslararası pazarlarda etkili rekabet edebilecek yenilikçi ürün ve hizmetleri sunabilmesi demektir" dedi.
Göç, salgın hastalıklar, terör, çevre kirliliği, siyasal ve ekonomik krizler gibi sayısız olaylar içinde dünyanın acı çektiğini belirten Yücel, özellikle etik çerçevede yaşanan bölünmüş, parçalanmış bir dünyaya doğru gidildiğini söyledi. Yaşanan bu gelişmelerin insanları birbirinden uzaklaştırdığını, birbirine karşı duyarsız ve yabancı kıldığını, hatta düşman ettiğini belirten Yücel, şunları söyledi:
"Tüm bu yaşananlar için asıl çare, bütün ülkelerin, hepimizin; sorunlar karşısındaki ortak çözüm paydamız olan eğitimdir. Bizler, ekonomik krizlerden barış kültürü yoksulluğuna kadar pek çok ortak dünya probleminin çözümünü, eğitimde aramaya başladık. Günümüzde herhangi bir sorun, nasıl bütün insanlığın sorunuysa bütün sorunların ortak temel çözümü de eğitimdir" dedi. Çözümde hemfikir olunduğunu ancak harekete geçmekte geç kalındığını belirten Enver Yücel, "Yenilikçilik ve girişimcilik ruhu taşıyan ve üretim temelli bir eğitim istiyoruz. Bu sayede ekonomiler kendilerini yenilesin, üretim bollaşsın istiyoruz. Bunlar yapılırken giderleri azaltacak, sorunları önleyecek; hastalığı hastalanmadan önleyecek tedbirler üretilmelidir. Üretim kadar tüketimin de yönü, sebebi, miktarı sorgulanmalıdır. Günümüzde eğitimden en büyük beklentimiz, insanların birlikte yaşama kültürüyle donanmış olmalarını sağlamaktır. Çünkü günümüzün sorunları bu noktada düğümlenmektedir."
Ülkelerini yönetmeye talip olan liderlerin hiçbirinin nefret ve ötekileştirme tutumu içinde olmaya hakkı olmadığını belirten Yücel, "Kin ve nefret söylemleri; belki onların ülkelerinde iktidar olmaları için işlerine yarayacaktır; fakat uzun vadede ülkelerini dünyadan koparacak ve insanlarının geleceğini karartacaktır. Liderler, ortak dünya dilini daha fazla kullanmalılar. Ders kitapları mutlaka temizlenmeli. Çocuklarımız; ülkelerinin kahramanları ile elbette övünebilirler ama okudukları kitaplarda düşmanlığı değil, dostluğu okusunlar; eğitimlerinde ortak yaşama, ortak geleceğe yönelik sağlam bir güven geliştirsinler. Kendi inançları ve özgürlükleriyle renklendirecekleri dünyayı ve hayatı; bütün insanlıkla uygar ilişkiler içinde paylaşmayı öğrensinler" diye konuştu.
(USASABAH ve Ajanslar)